Maker Hareketi (Maker Movement), kendin yap (do it yourself) kültürü ile teknolojinin birleşmesinden ortaya çıkmıştır.
Maker Hareketi’nin alandaki öncülerinden Dale Dougherty hepimizin aslında birer maker olduğunu söylemektedir. Ona göre yemek yapan bir aşçı, bahçesinde bitkilerle uğraşan bir bahçıvan ya da bir şeyler tamir eden her bir birey birer makerdır. Kısacası bir kişi kendisine Maker diyorsa o kişi bir makerdır.
Bazı akademik yayınlarda Maker Hareketi Türkçe’mize “Üreten Hareketi” olarak çevirmektedir. Bu çeviriden de anlaşılacağı üzere aslında bir şeyler yapan, bir şeyler üreten herkes birer makerdır. Elbise diken bir terzi de makerdır, drone üreten bir birey de makerdır. Biz daha çok bu ikinci kategoride yer alıyoruz, bir şeyler yapmayı teknolojiyle birleştiren kısımda; basit devreler kurmaktan, uzaktan kontrollü araba yapmaya; robotik kollardan, drone yapmaya kadar işin içerisine teknoloji ve dolayısıyla kodlamanın girdiği her konu ile ilgileneceğiz.
Maker Hareketinin ne olduğuna değindik, şimdi biraz da temel değerlerine ve etik konulara değinelim. Öncelikle;
- Maker Hareketinin ruhunda paylaşmak vardır, rekabetten tamamen uzaktır.
- Yaratıcılığı teşvik eder, kişileri sınırlandırmaz. Ortaya özgün ürünler çıkmasına vesile olur.
- Ezberden tamamen uzaktır, temelinde paylaşım olduğu için gerekli bilgilere kolayca ulaşılabilir. Deneyim önemli bir yer tutar, kişi zamanla uzmanlaşır ve daha severek maker faaliyetlerine devam eder.
- Para yerine yetenek önemlidir. Bir maker projesinde hoparlör kullanacak kişi, istediği güçte hoparlör alacak bütçesi olmasa dahi; o hoparlörü eski bir laptop, telefon vb. cihazlardan çıkararak kullanabilir. Böylece hem maliyetten tasarruf etmiş, hem de geri dönüşüme katkı sağlamış olur. Bu durum bir maker için en zevkli anlardan birisidir.
Son yorumlar